DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Porcine Köyü Yarı İnsan Yarı Hayvan
Porcine Köyü’nün derinliklerinde, doğanın kurallarına meydan okuyan bir topluluk yaşamaktaydı. Efsanelere konu olacak kadar tuhaf olan bu yerleşim, insan ile hayvan arasındaki sınırların adeta silindiği bir dünyaydı. Köy halkı, kendilerine özgü yaşam tarzları ve hayvanlarla kurdukları sıra dışı bağ ile tanınıyordu. Bu bağ, köylüleri birer masal kahramanı gibi gösterse de gerçeğin ürkütücülüğü çok geçmeden kendini gösterecekti.
O olağanüstü gece, köyün geleneksel hasat şenliği düzenleniyordu. Her yer neşe, müzik ve kızarmış sebze kokularıyla doluydu. Fakat sessizlik, Old Jeb’in ellerinde taşıdığı tuhaf bir varlıkla meydanda belirivermesiyle indi. Bu yaratık, bir insanın zekâsını taşıyan gözlere, ama bir domuzun burun ve kulaklarına sahipti. Teninin rengi ise pembe ile şeftali tonları arasında garip bir geçiş içindeydi.
Köylüler hayretle karışık bir korkuyla bu varlığa bakarken, yıllardır anlatılan eski kehanetler yeniden dillerde dolaşmaya başladı. Köyün yaşlı büyüğü, bilge kadının sesi meydanı doldurdu: geçmişin unutulmuş sırları yeniden canlanıyordu.
Bu varlığın kökleri neydi? Bir kehanetin habercisi mi, yoksa doğanın bilinmez bir deneyimi miydi? Kimse emin değildi. Ancak o günden sonra Porcine Köyü artık yalnızca bir yerleşim değil; insan hayal gücünün ve korkularının sınırlarında dolaşan bir efsaneye dönüşmüştü.
